secret’a inanmıyorum demiş cem bey. kitabı okumamama rağmen ben de etrafa bir bakıp ııh yok ben bunlar gibi gaza gelmem o kitabı okusam da demiş idim vakti zamanında. saat beşe doğruyduki odanın telefonu çaldı, danışmadan arıyorlardı. bir arkadaşım zamanında iş mahallinde bulunmadığı için yerini bana teklif ediyorlardı. daha önce de belirttiğim üzre bizim okulda çalışmak fazlasıyla karlı ve reddetmem için mantıklı hiçbir sebebim yoktu. sonra pui’ye rastladım burada. secret’a bağlamak istemiyorum, ama cem’in yaptığı gibi annem de veyahut hava tahminleri de aynı şeyi söylediler de diyemiyorum. cemcim var bu işte bi secret.
göz göze geldiğimizde onu bir tek benim anlayabileceğimin aynı anda farkına varmış ve bunun sebep olduğu o phoebe’ye has tavırlardan birini ikimiz de bir an için takınmış idik. bir Çinlinin gözleri bugüne kadar benim için bir şey ifade etmemişti ve ben bu tecrübeden yola çıkarak orda burada bahsi geçen halkı çekicilikten mahrumiyetten ekseriyetle gönlümün arka sokaklarına mahkum etmiş idim. ama pui başka çarptı beni arkadaşlar, İngilizcem hiç kimsenin karşısında bu denli akmadı, kimseye böyle espriler yapamadım birkaç dakika içinde. sanki halkının ayaklar altına alınan onurunu, bunca yıldır görmezden gelinen güzelliğini geri almak, veyahut bir şekilde tekrardan gözler önüne sermek için buradaydı. pui beni şu okulda kimsenin çekmediği kadar çekti o çekik gözleriyle kendine, bunu yaptı.
Bir dönemliğine burada pui ve muhtemelen hiç arkadaşı yok şu an için. bu kültürü bilen, onun iyi gününde kötü gününde yanında olabilecek birine ihtiyacı var biliyorum ben. hayır niyetim halis olmasa inan girişmem böyle işlere, ama bunca tevafuk, bunu münasip buluyorum, geri çevrilemez, çevrilmemeli gibime geliyor. yemek falan yapınca yurtta onu da çağırmayı planlıyorum, yöresel kasçam bildiğin. zaten şey, annemin dondurulmuş içli köfteleri var ki buna hayır diyemez kimse biliyorum. çok güzel planlarım var dostlarım, yaşasın Çinliler.
7 yorum:
bu işte bir secret var dostum :)
abi ayrıca başlığı okuyan bu bahsi geçen kişiyi, bir futbolcu, basketbolcu, sırıkla atlamacı yada masa tenisçisi sanabilir.
ali sami alkış'ın bir zamanlar yaptığı gibi gittim, gördüm, yazdım tadı aldım biraz. :)
cemcim cidden bi secrettır aldı gidiyor, iyiki de gidiyor.yoksa bildiğin bu akşam ölürüm dinleme noktasına geliyor idim.
bi de şey abi, sözünü ettiğin hiç bi sporla büyüleyemez bu adamlar beni, ama pui başka. çok samimi olalım bak fotoğraflarımızı koymazsam. dua et bize dostum, dua et (:
sen ve pui'nin durumunu bir at yarışı tabiriyle taçlandırmak istiyorum. bitmiş ikili :)
dostum at yarışından zerre anlamadığımdan aradım durdum bitmiş ikili'yi ama bulamadım manasını. ama biz bitecek ikiliyiz evet (:
abi bitmiş ikili'nin anlamı şudur: yarış başlamadan 2 tane favori at vardır. ve bu ikisine bitmiş ikili denir. 1. ve 2. bellidir anlayacağın. birbirlerini takip eder bu 2 at.
yani her şey bellidir. sadece yarışın bitmesi beklenir.
sizinki de o hesap yani. sen kafanda bitirmişsin bu olayı :)
hayır bitmiş falan deyince hani bunlardan bişey olmaza mı getiriyor atseverler dedim ama senin dediğin manaya bir oo yee denir dostum. bugün kargo geldi kendisine. danışmada duruyo, ben teslim edeceğim, ve bir ve tek bildiğim at yarışı terimi olan eküri'yle sesleneceğim kendisine (:
Yorum Gönder