ilerleyen zamanlarda aynen nihat kahveci gibi sağ kanattan forvete doğru bir yol izlemesi halinde, nihat'in yaşattığı tüm sürprizleri yaşatabileceğine inandığım, son derece harika bir tekniğe sahip doğuştan yetenekli galatasaray'ın kazanılmayı bekleyen yeni yıldızı../djtrapper
futbol şüphesiz ki onu sadece eğlenmek için hayatımızın bir yerine koymamızı istiyor bizden. bunu yapmadığımızda veyahut sadece kendi çıkarlarımıza odaklandığımızda da artık sorunlar meydana gelmeye başlıyor. bir takımın sembolü olmak şüphesiz ki bir futbolcu için, mevzubahis takım real Madrid gibi galatasaray gibi bir takımsa eğer, yabana atılacak, istenmeyecek şey değil. hatta herhangi bir takımın “her hangi bir mevkisinde oynayan bir adam”dansa “herhangi bi takımın sembolü adam” olmak ağır basan şık. bu gibi durumlar beraberinde çeşitli fedakarlıkları da gerektiriyor. ama benim sorum bir futbolcunun karakteri bu süreçte nasıl bir görev üstleniyor? bugün bir hakan şükür sahada önce dürüstlüğüyle aklıma gelebiliyorsa, mahalle maçında “al birader topum sende kalsın oyun bitince getirirsin” diye önce bu adama diyebiliyorsam, karakter dediğin şey elzemlik ünvanını haketmiyor mu?
cevabı aşikar bi soruyu gündeme getirmemdeki yegane sebep bu cevapla uygulama arasındaki korkunç uyumsuzluğun vücudumda meydana getirdiği yerli yersiz titremeler, geceleri kaçan uykularım. dışarda bi yerlerde raul gibi inzaghi adamların prim yapıyor olması beni derinden yaralıyor. raul Madrid taraftarı için önemi tartışılmayacak bir oyuncu. ama ne yazık ki -bence- insan dışardan bakamıyor olaya. karşındakinin de en az senin kadar futbolcu olduğunu, dünyanın sadece senin oynadığın takıma dönmediğini bilmen gerekiyor gibime geliyor.
Öte yanda inzaghi gibi futbolcuların hala ceza sahasında gezinebiliyor olmaları derdime dert, yarama tuz oluyorlar. yazılarını bir süreliğine zula yapma kararını alan bir takım arkadaşların da belirttiği üzre ofsayt çizgisini kendisine başlangıç bellemiş ümit karan gibi kezman gibi adamlar yeşil sahalarda görmek istemediğimiz bünyeler. mahalle aralarına yakıştırıyorum bu adamları ve merak ediyorum, cidden, bu adamlar mahalledeki herhangi bir adamdan ne kadar iyiler?
futbolda golden once pas gelir benim için. bu yüzden neredeyse hiç bir zaman bi forvet oyuncusunun bir orta saha oyuncusu kadar fanı olmamışımdır. belki de bu yüzden cristiano yerine ronaldinho’yu seçmişimdir. dahası davamın peşini ronaldinho’nun kariyerinin en kötü günlerini geçirdiği, diğer tarafta ronaldo’nun attığı 40 golle futbolu galatasaray’ın halk arasındaki isimlerinden biri gibi gören babamı bile yerinden zıplattığı dönemde dahi sürdürmüşümdür. çünkü hala, ronaldinho, araya atabileceği herhangi bir topa, defansın arkasına sarkıtabileceği bir arkadaşına rastladı mı yapması gerekeni yapmaktadır. ronaldo “dünyanın en iyisi olacağım” vb cümleler kurarken ronaldinho’nun içi ona “sadece eğlenmeye çalışıyorum” dedirtebilecek kadar rahattır. ve ronaldo’nun görsellerde arandığında çıkan resimlerinden çoğunun blogumda yer bulamayacak kadar çirkin bir formatta ve futbolla uzaktan yakından alakası olmayan resimler olmaları, soldaki resimlerin bunların bir prototipi sayılabilecek olması, yüzümdeyse sinsi bir gülüş (:
tabiki bütün bunlar yaşanırken ronaldinho sevgimize layık olmak için elinden geleni yapıyor diyemiyoruz. hatta biliyorum ben fazlasıyla yanlı yaklaşıyorum olaya, bilmiyorum belki bu odamda bulunan imzalı ronaldinho fotoğrafıyla ilgili olabilir, ama önüne inzaghi gibi bir forvet konulduğunda iş yapabilecek çok orta saha tanımıyorum ben açıkçası. ya da ümit karan’ın yaşadığı sürece çok benzer bir tanesini yaşayan shevchenko’nun ronaldinho’nun gerçekten kendisiyle beraber oynamak isteyeceği forvet olduğuna. ve pato’nun şu sıralar ciddi şanslar bulduğunu da biliyorum ama hala ambrosini, seedorf gibi adamlarla bi yandan verdiğinizi diğer taraftan alıyorsunuz gibime geliyor. aslında en güzel açıklamayı da görsellerde fazlasıyla karşımıza çıkan nostaljik fotoğraflar yapıyor.
bizim evde “dostumun dostu dostumdur” politikası uygulanır futbol izleyicisi arasında. kardeşimle birlikte ronaldinho’nun zor günlerinde ona bütün dualarımızı, bütün pozitif enerjimizi izmir’den deniz yoluyla yollarken bizden sonra en büyük destekçisinin messi olduğunu zaten biliyorduk da ufaklığın bu pozu verebilecek kadar iyi niyetli biri olduğunu tahmin edememiştik. ama o bu yaptığının mükafatını geçenlerde bir rüyamda yedek kulübesinde sağımda cristiano ronaldo, solumda messi otururken ronaldo’ya sırtımı dönüp onunla konuştuğumda zaten alıyordu.
Ve başta sorduğumuz sorunu cevabı olan sabri bütün bunlar yaşanırken, resimde de görüldüğü üzre, göğsünü gere nerde duruyordu? yıllar once sözlüğe öyle bir entry girdirebilmek için naapmıştı? şimdi neden yapmıyordu o yaptıklarını? neden o zamanlar vaat ettiği onca şeye şimdi bu kadar yakındı! dün son golü atmıştı ve belki de bütün takımı ipten almıştı. ama biliyorum ki bütün masumiyetiyle taktığı sarı kırmızı havlu bilekliğiyle sabri de şimdi burda olsa o da benden şakşakçılık yapmamamı ister, az önce karakterden bahseden arkadaş sen değil miydin diye de sorardı. o yüzden yolunun açık olmasından başka bir şey dileyemeyeceğim sabri için. kapılar da açık olsun sabriye. sadece iyi bi teklif geldiğinde değerlendiririz diyebileceğimiz bi oyuncu olmasın. ve her nereye gidiyorsa nolur barış’ı da yanında alıp gitsin.
*Yazı futbolla ilgili gibi, değil gibi. bilemedim. şu sıra pes diye diye ağzımın suları akıyor. ondandır belki.
6 yorum:
hey hat şu yazıda bir diğerlerinin bir de sabrinin fotoğrafına bakın.işte sabri neden büyük futbolcu değil sorusunun yanıtı.Bu arada inzagi iyidir,hatta 1-2 seneye manchester a gelmesini bekliyorum,zira hem ferguson un hem de kendisiniin skor 46-0 lehlerine de olsa 47.golü buldukları zaman deli sevinçler yaşadıklarını gördüm,bir de yanyana sevinsinler diyorum.
gol önemlidir ama asist daha önemlidir. 4 doğru pas %90 gol olur çünkü.
yazının başındaki entryi biliodm lan. tuh.
-demircim haklısın, ancak bana öyle geliyorki inzaghi son demlerinde bir beşiktaşla bir galatasarayla çok anılacak ama yine olduğu yerde kalacak.çünkü onu ve onun gibileri transfer edecek en büyük takım milandır.
-cemin dile getirdiği de yazımın özetidir.
-euphy, zaten baştaki entry ile çok alakalı değil gibi yazı.en sonda başta onu yazdığım aklıma geldi gibi oldu (:
..burda en kralı sabri(:
ben bu sabri'yi döverim.ama messi'ye kıyamam.ama sabri'ye odunla girişirim.yeminlen.
Yorum Gönder