ilişkilerde şüphesizki çok mühim bir yeri var dokunmanın, onun türevlerinin. ailede, arkadaşlıkta, aşkta. Yazmadan önce şöyle bir bakındım insanlar nelerle bağdaştırmışlar dokunmayı diye. 5.duyu olması dışındaki bütün tanımlar insanların ona kattığı yan anlamlar, sevginin dili gibi, bir sitenin abarıp en büyük tedavi demesi gibi.
Benim dokunmakla çok sorunum yok aslında. ne dokunmak ne öpüşmek(:P) gibi aktivitilerfobiğim yani. geçenlerde karşılaştığım bir olaydan iki insanın, daha doğrusu bunlardan birinin, bu dokunmak olayını bence suiistimal edişine getireceğim konuyu.
Ring durağında klasik öğle sonralarından birinde beklerken gelen o çocuk zaten yeterince sevmediğim özelliği bir arada bulunduran bi bünyeydi. sonra gelen bir kız arkadaş vardı ki bu da çocuğun aksine değer verdiğim, beraber geçirdiğimiz az zamanda kısıtlı gelişen diyaloga rağmen, onun tahmin edebileceğinden çok daha fazla şeyi kendi kendime onunla paylaştığım biriydi. bi selamdan çok daha ötesi değildi ama durakta muhabbetimiz. o gün artık önemli olan da o çocukla olan muhabbetiydi zaten.
Çocuğun niyetini dışarıdan objektif(!) bir göz olmam hasebiyle rahatlıkla kestirebiliyordum. Henüz çok bi yakın olmadığı bu kıza yakınlaşmak için bu anı fırsat bellemiş, servise binene hatta yurda varana kadar ne kadar yakınlaşsam kardır diye düşünmüştü şerefsiz. şerefsiz diyorum çünkü bu kadar açıktan iğrençleşilemezdi ne arkadaş ayağına ne diğer ayaklara. kız nasıl fark etmiyordu bunu bilmiyorum çünkü sağduyusuna fazlasıyla güvendiğim biriydi, çocuğun bu tavrı hoşuna gidiyor diyebilirsiniz ama yok, sanmıyorum.
yaptığı bayağı esprilerin bitişinde, kızın gülüşüne müteakip, tatlı sert bir yumruğu kızın omzuna indiriveriyordu bu. böylece sadece dokunmuş olmuyor, ayrıca her seferinde karşıdakinin tepkisini garantiliyor, belki bunu çok sık yaparsa birbirine böyle ufak tefek dokunuşları adet edinmiş bir çift olacaklarını düşünüyordu.
Servis gelene kadar aynı şeyi yapmaktan bıkmıyor, kendine bende hatrı sayılır bir yer ediniyor, ve gittiği yere kızı da sürüklüyordu.
Servis geldiğindeyse birkaç dakika daha geç kalsaydı neler olabileceğine gidiyordu aklım. sonra bu rezillikten kurtuluyor olmanın sevincine o kızın, benden özür dilercesine, benim yanıma da oturmasa da, oğlanın yanına oturmayıp onu öylece ortada bırakışının hazzı ekleniyordu.
sağduyusuna güvenirim diyordum o kızın, yanılmamıştım.
Benim dokunmakla çok sorunum yok aslında. ne dokunmak ne öpüşmek(:P) gibi aktivitilerfobiğim yani. geçenlerde karşılaştığım bir olaydan iki insanın, daha doğrusu bunlardan birinin, bu dokunmak olayını bence suiistimal edişine getireceğim konuyu.
Ring durağında klasik öğle sonralarından birinde beklerken gelen o çocuk zaten yeterince sevmediğim özelliği bir arada bulunduran bi bünyeydi. sonra gelen bir kız arkadaş vardı ki bu da çocuğun aksine değer verdiğim, beraber geçirdiğimiz az zamanda kısıtlı gelişen diyaloga rağmen, onun tahmin edebileceğinden çok daha fazla şeyi kendi kendime onunla paylaştığım biriydi. bi selamdan çok daha ötesi değildi ama durakta muhabbetimiz. o gün artık önemli olan da o çocukla olan muhabbetiydi zaten.
Çocuğun niyetini dışarıdan objektif(!) bir göz olmam hasebiyle rahatlıkla kestirebiliyordum. Henüz çok bi yakın olmadığı bu kıza yakınlaşmak için bu anı fırsat bellemiş, servise binene hatta yurda varana kadar ne kadar yakınlaşsam kardır diye düşünmüştü şerefsiz. şerefsiz diyorum çünkü bu kadar açıktan iğrençleşilemezdi ne arkadaş ayağına ne diğer ayaklara. kız nasıl fark etmiyordu bunu bilmiyorum çünkü sağduyusuna fazlasıyla güvendiğim biriydi, çocuğun bu tavrı hoşuna gidiyor diyebilirsiniz ama yok, sanmıyorum.
yaptığı bayağı esprilerin bitişinde, kızın gülüşüne müteakip, tatlı sert bir yumruğu kızın omzuna indiriveriyordu bu. böylece sadece dokunmuş olmuyor, ayrıca her seferinde karşıdakinin tepkisini garantiliyor, belki bunu çok sık yaparsa birbirine böyle ufak tefek dokunuşları adet edinmiş bir çift olacaklarını düşünüyordu.
Servis gelene kadar aynı şeyi yapmaktan bıkmıyor, kendine bende hatrı sayılır bir yer ediniyor, ve gittiği yere kızı da sürüklüyordu.
Servis geldiğindeyse birkaç dakika daha geç kalsaydı neler olabileceğine gidiyordu aklım. sonra bu rezillikten kurtuluyor olmanın sevincine o kızın, benden özür dilercesine, benim yanıma da oturmasa da, oğlanın yanına oturmayıp onu öylece ortada bırakışının hazzı ekleniyordu.
sağduyusuna güvenirim diyordum o kızın, yanılmamıştım.
3 yorum:
kızlar aptal ya :p
en aptal o çocukki bi kere :)
Pişt nerelerdesin? :)
Yorum Gönder