23.9.09

TRT1deki Acemi Müezzin Dizisi

Açılışını ulaşılamayan bir blogger ile yaptığımız, ardından ortasına ailece izlediğimiz Emmy’nin denk geldiği bayramın kapanışı için de şaşaalı bir şeyler yapmak adettendir. Son günlerde geleneklerle mütemadiyen ters taraflara düşmeme aldırmayın, seversem dogma mogma tanımam. Ama sevmezsem benden korkun, gerçi en fazla herhangi bir kimseden korktuğunuz kadar korkun ama olsun korkun, tıpkı ev baklavasının korktuğu gibi korkun. Bütün yıl tadına hasret kaldığımız güllacın bayram gelir gelmez rafa kalkması geleneğine tavım (kötü manada). Ucuna kadar gelmişken geleneksel bayram tatlımız olamayışını anlayamıyorum. Öte yandaysa ev baklavası; sanki yarım kalmış gibi, sanki tarifte bir şey eksik yazılmış da suçlu siz değil de tarifi verenmiş gibi. Ya üstünde fıstığı eksik, ya içinde cevizi ayarsız, ya hamuru kek kıvamında. Olmuyor, bir türlü sevemiyorum ev baklavasını. Rica edicem bunu Adana’da pastaneleri olan teyzemgile bağlayıp buluttan viral çıkarmayın 21.yüyzılın marketinkçileri. Öyle olsa dayımın kebapçısı var diye ete abanırdım bilogta, oysa ben kırmızı eti sorgulayacak konuma gelmiş bir adamım. Bundan kelli ev baklavası yememe kararı aldım velhasıl, olmuyor, istediğim tadı alamıyorum. Henüz kararımı uygulayıp daha kapsamlı bir değerlendirme yapmadımsa bu, bayram süresince ziyaret ettiğim ev sayısının 1, ziyaret süresininse 10dk. olmasındandır. Protestomu başka şeylerle bağdaştıranlarıysa ayrıca kınıyorum, benimkisi tamamen hazzın peşinden gitmecilik. Çeşit çeşit yaftalara girişecekler içinse: Başkası yapınca iyi.

Hiç yorum yok: