27.9.09
pipisuvar
Ojos Asiye
Saçını her zamankinden daha kısa kestirip üstüne bi de boyatan, kahverengi elbisesiyle emekli ingilizce öğretmenlerini andıran annem; nereden estiğini kestiremediğim radikal bir rüzgara işaret etti dün akşam. Ben de Yiğit Özgür'le 15dakika yalnız kalsam kendisine karikatürü bıraktıracağımı iddia edecek kadar ileri bir noktasındayım hayatımın. Hatta dün gece, dans yarışmalarındaki yüzleri klip ve reklamlarda görmekten sıkılmışlığımın da yardımıyla ülke olarak dansa olan inancımızı yitirdiğimizi fark ettiğimde, eşli danslara gitme kararı almam bile bu akımın bir sonucu sayılabilir.
23.9.09
TRT1deki Acemi Müezzin Dizisi
22.9.09
18.9.09
cesaretin bedeli
14.9.09
AÇIKLIYORUM:
13.9.09
PİDECİ VARDI YAA AH O PİDECİ
12.9.09
habertürke çıktım diye bi tavırlar, bi havalar
Bu yazıda sınıfa yeni gelen öğrenci gibi duracak ama bazı servis şoförlerine bir şey sorulmuyor, evet-hayır'la çoktan bitmiş olabilecek konuşmaları "kara yolu ulaşımının tarihi" belgeseline dönüşüyor, bitmiyor, bitemiyor. Durup durup eklentiler yapıyorlar açıklamalarına, doymuyorlar. Böyle uzatmalı konuşmalı bir arkadaşım var, halen daha ne olacağım derdindeyse mesleği benden, ön koltuğa ondan çok yakışanını tanımadım. Bense şehirler arası yolculukta hız korkusundan mütevellit şoförün arkasına oturmaktan sakınan biri olarak masa başı bir işte çalışırım ya da hiç çalışmam. Bir diğer nakil öğrenci de anneme gelsin: tutumlu olunmaz doğulur, oradan atıp tutmakla olsaydı.
9.9.09
esnaf adamın esnaf çocuğu
8.9.09
sakınan göze batan çöp
7.9.09
since 1989
6.9.09
dedim evlenmirem evlenmirem el çekin benden, yahşi evlenirem evlenirem
flickr'ı da bi insan bu kadar amacından uzak kullanabilir. nerede o baktıkça insana yeni ufuklar keşfettiren resimler, nerede benim alıp getirdiklerim.
5.9.09
yaşasın yemek yemek. tövbe tövbe, oruç ağzımla.
Bayramdan hemen sonra evlenecek kuzenimin çeyizi için 25yıl kadar yatıp bu gün bitirmeye çalışmaları size de yarına yetişmesi gereken iş eğitimi ödevinizi hatırlatmıyor mu? Annemin bu seferberlikteki yeriyse en çok kardeşimin canını yakıyor, zira çocuk orucu dediğin şey 6saat bir şey. O evde aç aç dolanıp annemin yokluğunu ölümle bağdaştırırken kıyıda köşede unutulmuş flütü aldım ve dikildim karşısına. Üzerindeki tozu Var mısın Yok musun’dan öğrendiğim kadarıyla iteledim. “Okulum sanki evim, öğretmenim rehberim, sınıfımı severim, okul benim her şeyim.” şeklindeki dönemin en realist şarkısını, ardından Yılan Hikayesi’ni, ardından da Süper Baba’yı ben çaldım, o söylemedi. Böyle bir evde insanlar açlıktan birbirini yerken başka bir evde, bir arkadaşımın Whirlpool Mutfak Sanatları Akademisi’ne burslu kabul aldığını Facebook’tan öğrendim. Bunda kendisine doğumgününde hediye ettiğim pirinç pilavı tarifinin payının büyükçe olduğunu hissediyorum. Yetmedi mi? Ben yaratıcılık sıkıntısı çekerken başka bir arkadaşım da Mimar Sinan’ı kazandı. O da mı yetmedi? Az önce kendisine kapıyı açtığımdan az sonra anneme “kapıyı açan oğlun muydu?” diye soran dayım geldi. Bizim sülale yaratıcı, arkadaşlarım yaratıcı, ben değilim.
4.9.09
stv'den canlı hac yayını:
2.9.09
böyle bıyığım olsun, akşam yemeğin benden.
Amerika'da başlayan herhangi bir diziyi Türkiye'deki ergenlerin elden ele yapmaya başlaması için gereken süre geçtiğinde My Name Is Earl, ülkemizin Acun dışındaki kolpacıları tarafından çoktan keşfedilmiş ve Stv'nin reyting rekorları kıran yapıtları arasında yerini almıştı. Bundandır ki Cnbc-e'nin doğaüstü çabaları dışında diziye elim bir türlü gitmiyor, yoksa çok şükür Amerika'dan yollanan boku bile bakmadan yiyecek kıvamdayız (inanmıyorum cüneyt burda bize dokunduruyor). Son günlerde başkaları için ilan ettiğim seferberliklerin, sahurdaki gergin ortamı yumuşatma çabamın, gözleri kapalı yemek yiyen kardeşimin çayının şekerini kendim azaltıp (aza(l)tıp şeklindeki kelime oyunu hakkımdan da feragat ettim gitti.) koyarak ona 2kere iyilik yapışımın karma farkına varmış olacak ki benden iyi haberlerini esirgemiyor. Duyanlar duymayanlara anlatmasın, olacağına varınca ben zaten yedi cihandan lafını esirgemeyecek bir insanım.