bu yaz yolumuzun üzeri olmasa da uğradığımızda urfa’ya, babamın bir askerlik arkadaşıyla yıllar sonra buluşması şerefine kaldırdığımızda kadehlerimizi, ne 50li yaşlarındaki babam ne de ondan birkaç yaş büyük askerlik arkadaşı bu mutluluğu feysbuka borçlu idiler. ama onlar bu sonuca böylesine zorlu bir sürecin ardından vardıklarında aslında feysbuktan haberdar olsalardı o an kim bilir kaçıncı kez görüşüyor olma ihtimallerini düşünmeden, birbirlerini feysten buldular diye de babamı tanıyanlarla geyik yapmadan duramadım. öte yandan ikinci baharını yaşayan arkadaşlıklarına imrenmeden edemedim. hatta belki abartıp ilkokul veyahut ortaokul sıralarında ıskalamış olabileceğim hayatımın aşkının gazına geldim, bana zamanında yüz vermeyen platonik sevgililerimin resimlerime bakıp bakıp ağlayışlarının hayaliyle içimdeki öfkeyi erittim. velhasılıkelam aldım feysi.
Aradan geçen zaman boyunca hep seçici davrandım, benim bir çizgim var dedim de her gördüğümü eklemedim, nice insanı ignorladım bu uğurda. ama ilkokul arkadaşlarımı bulduğumda yaşadığım hayal kırıklığını başka yerde yaşamadım. o kadar abarttım ki birgün alsancakta buluşacağımızda, onları uzaktan görmem bile yetti, ve ben yapamıcam deyip telefonu kulağıma doğru götürdüm, konuşur gibi yaptım ve daha güncel bir arkadaşım arayıp beni ikna edene kadar da davamdan vazgeçmedim. baştaki bütün hayallerim yalan olduğunda, bizim “ayrı dünyaların insanları” olduğumuzun idrakine vardığımda ufukta yeni bir hayal kırıklığı daha görünmüştü artık. şu bağlantı paylaşma olayı. tuğçe bir bağlantı paylaştı diye gelen, çOqq Komiqqq gibi bir yazı tipi tercih edilen onca videolar artık tahammül sınırlarımı çoktan zorlamaya başladığında “ulan kapat o zaman, kır dizini otur” gibi eleştirilerden korktuğum için çok konuşamadım muhtemelen. zevk aldım da meretten yalan değil, fotoğraflarla oynayıp oynayıp koyduğumuzda altında dönen geyiklerden hiç bıkmadım. deniz seki’nin şarkılarıyla içinde bulunduğu modu özetleyen arkadaşlarıma imrenmeden edemedim. profil resmine gül koyan mı desen, bir videoyu paylaşmayanları adam olmamakla tehdit eden mi desen?
şuna getiriyorum lafı, ben o kadar seçici davrandım da mahremimizdir deyip almadım önüme geleni. onca arkadaşıma siz farklısınız demedim belki ama listeme alıp farklı olduklarını hissetmelerini bekledim. ama bakıyorum ki yalanmış bunların hepsi. orası öyle bir yermiş ki mal olmak şart imiş, adam olanı da iki günde kendilerine benzetirlermiş.nice arkadaşımı kaybettim ben bu yolda, hatta belki kendimi. hele eğer yeterince gaza gelirsem paylaşabileceğim bir iki profil var ki evlere şenlik. çok kızıyorum feyse anlayacağınız. ve birilerine de söylemeden edemiyorum. ama kapatmıyorum da. şimdi de moral bulmak için sezenden seni yerleri dinliyorum, üzerime alınıyorum. muhtemelen beni yerler bu feyste. şahsen ben olsam ben de aynını yaparım.yanlış anlaşılmasın, yadırgamıyorum.
*feysbuk beni ne hallere soktu görün diye de koyuyorum resmimi.