Hırkamın
sol koluyla camın buğusunu sildim. Dışarıyı merak ettiğimden değil de içeride
çok yalnız olduğumdan... En son kim bilir kaç yıl önce yapmışım ki kendimi kötü
hissettim, sanki arka koltukta annem "Yapma oğlum, pis!" diye inledi. Kulağımda ilk
şarkısından ileri bir türlü gidemediğim bir albüm, özetle "Ben böyle
değildim." diyor. Kafamı cama yaslasam araba tutuyor. Arkama yaslanıp
uyuklayayım desem en ufak virajda içim hopluyor. Normalde yarıçapı matematik
testlerini aşamayan hız problemleri, mesela otobüsün doksan olan hızını neden
yetmişe düşürdüğü sorusu veya öndeki arabayla aramızdaki mesafe artık en çok beni ilgilendiriyor. Aklım hep o
yekpare ana gidiyor. Her şey tam da olması gerektiği gibiyken aniden kaymaya başlayan
araba, frenler, mıcır ve güm! Dünyan tersine dönmüş, zor nefes alıyorsun,
içinde bir yerlerde bir acı var ama hayatta olduğuna şükrediyorsun. İşte tam
da bu sebepten zaten ezelden hisli köfte kıvamında olan hayatımın çok duygusal bir
döneminden geçiyorum, bana katlanmak zorunda olan yakın çevremin affına
sığınıyorum.
Geçenlerde
Kadıköy'de, kafe demeye dilim varmayan dükkan önlerine dizilmiş, yüzü yola
dönük insanların önünden geçmem gerekti. Kiminin önünde bira kimininse en az
iki kez hatmedilmiş bir menü, hiç gelmeyecek birine içenlerle birazdan "Nerede
kaldın?" denecekleri bekleyenler... Hepsiyle tek tek en az bir kez göz göze
geldim. Kavgadan bir omuz uzakta, dik dik bakmakla göz göze gelmek arasındaki
ince çizgide epey bir yol yürüdüm. Aklım iç ceplerdeki çakılara, beni bir
seferde yere serebilecek yumruklara, en yakın karakola ve “Biri üstüme çullansa
kim kurtarır acaba?”lara kadar gitti. İstesem kendimi ne kadar kolay
öldürtebileceğimi fark ettim. Daha geçen gün de istemeden nasıl
ölebileceğimi fark etmiştim. Toplama işlemini siz yapın.
Evvel zaman içinde bir arkadaşım "Cin
gibisin." dediğinde "Ben böyle değildim." diyememiştim. Şimdi dese "Ben öyle değilim." diyebilirim.
Noktayı koyar koymaz The Killers’ın yeni albümünden Flesh
and Bones çalmaya başladı. The Killers? Flesh and Bones? Ama neden?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder