17.11.12

Ehemmiyet Kemeri


Hırkamın sol koluyla camın buğusunu sildim. Dışarıyı merak ettiğimden değil de içeride çok yalnız olduğumdan... En son kim bilir kaç yıl önce yapmışım ki kendimi kötü hissettim, sanki arka koltukta annem "Yapma oğlum,  pis!" diye inledi. Kulağımda ilk şarkısından ileri bir türlü gidemediğim bir albüm, özetle "Ben böyle değildim." diyor. Kafamı cama yaslasam araba tutuyor. Arkama yaslanıp uyuklayayım desem en ufak virajda içim hopluyor. Normalde yarıçapı matematik testlerini aşamayan hız problemleri, mesela otobüsün doksan olan hızını neden yetmişe düşürdüğü sorusu veya öndeki arabayla aramızdaki mesafe artık en çok beni ilgilendiriyor. Aklım hep o yekpare ana gidiyor. Her şey tam da olması gerektiği gibiyken aniden kaymaya başlayan araba, frenler, mıcır ve güm! Dünyan tersine dönmüş, zor nefes alıyorsun, içinde bir yerlerde bir acı var ama hayatta olduğuna şükrediyorsun. İşte tam da bu sebepten zaten ezelden hisli köfte kıvamında olan hayatımın çok duygusal bir döneminden geçiyorum, bana katlanmak zorunda olan yakın çevremin affına sığınıyorum.

Geçenlerde Kadıköy'de, kafe demeye dilim varmayan dükkan önlerine dizilmiş, yüzü yola dönük insanların önünden geçmem gerekti. Kiminin önünde bira kimininse en az iki kez hatmedilmiş bir menü, hiç gelmeyecek birine içenlerle birazdan "Nerede kaldın?" denecekleri bekleyenler... Hepsiyle tek tek en az bir kez göz göze geldim. Kavgadan bir omuz uzakta, dik dik bakmakla göz göze gelmek arasındaki ince çizgide epey bir yol yürüdüm. Aklım iç ceplerdeki çakılara, beni bir seferde yere serebilecek yumruklara, en yakın karakola ve “Biri üstüme çullansa kim kurtarır acaba?”lara kadar gitti. İstesem kendimi ne kadar kolay öldürtebileceğimi fark ettim. Daha geçen gün de istemeden nasıl ölebileceğimi fark etmiştim. Toplama işlemini siz yapın.

Evvel zaman içinde bir arkadaşım "Cin gibisin." dediğinde "Ben böyle değildim." diyememiştim. Şimdi dese "Ben öyle değilim." diyebilirim.

Noktayı koyar koymaz The Killers’ın yeni albümünden Flesh and Bones çalmaya başladı. The Killers? Flesh and Bones? Ama neden? 

Hiç yorum yok: