Zina kabîlinden muamele görür mü? Sanmıyorum. Yaptığımın bir hata olmadığından eminim. Züğürdünçenesi'nin yüzüne söyleyemeyeceğim bir şey olduğuna da inanmıyorum. Lakin efendim ben bir halt yedim buralara danışmadan. Başka arayüzlerde klavye oynattım. Buranın rızkını başkasına yedirdim. Ama kendimi affettirmek için ne gerekirse yapmaya hazırım.
Bakıyorum, Türkçe kelamımız tükenmeye yüz tutmuş. Okul dergilerine yazdığımız yazıları da koymasak iyice terk edilmiş hissi hasıl olacak burada. Yazmaya çalışıyorum olmuyor. Girizgah bir şekilde tamam ama ikinci paragrafta düğümleyemiyorum ki üçte çözeyim. O yüzden yüksek müsaadenizle bir süre kendimi başka dillerde ifade edeceğim.
Bazının belki bileceği üzere okulumun haftalık yayınlanan çok güzide bir gazetesi var (Merak edenler şuradan göz atabilirler). Orada iki haftada bir, İngilizce laklak yapıyorum. 2009 yılından beri anlatmış durmuşum. Kişisel tarihimde onların da yeri çok ayrı. E burası da şahsıma tahsis edilmiş bir ansiklopedi işlevi gördüğünden diyorum ki onlara da burada yer vereyim. İsteyen okur, istemeyen küfreder. Anlayışınız için şimdiden teşekkürler, küfürler içinse hiç yakışıyor mu sizin gibi bir beyefendiye?
2 yorum:
peki ya hanımefendiler?? o değil de yazıları yeniden eskiye okuduğumdan dolayı bu açıklamayı ingilizce makalelerden sonra okudum ve diyorum ki, sen olmuşsun cüneyt. bir okul gazetesini google reader'a kayıt edeceğim günler de gelecekmiş demek ha.
hanımefendiler de yazacaktım ama cümle gözüme çok uzun gözüktü, ondan öyle bıraktım.
o değil deeeee beğenmene çok sevindim. zira kampüste okuyucu sıkıntısı söz konusu. e receiver olmadıktan sonra çanak anteni taksan ne olur takmasan ne olur demi ama? ki bunlar ilk yazılarım, şahsen zamanla kendimi bulduğum kanaatindeyim. hatta kalınız efendim :)
Yorum Gönder