Kendisine sadece Camera Obscura yakışan bir takım hâletiruhiyelerde, akıllara fikirler geliyor. Yazık ki bu gibi durumlar tebdilimekânın İstanbul'da bir kafe adı olarak kaldığı zamanlarda vuku buluyor. Bazısı fırsat buldukça açar new post'u, ben vuku buldukça açıyorum.
Bizzat futbolcu olmaya gerek yok, pas alışverişi hayatın her evresinde vuku bulan bir şey (vukubular?), yeter ki görüş alanında pas verecek bir arkadaşın olsun. O mevkide top koşturan birçok insan il sınırlarının çok dışında olduğundan, deplasmana gitmeyenler de muhtelif sakatlıklarla boğuştuğundan hissiyat aleminde işler kesat.
Özellikle karşı cinste denk geldiğim, adresini henüz bilmediğim, bilmek istemediğim bir takım durumlar; cebren ve hile ile yüz yüze baktırıldığınız, göz göze getirildiğiniz bir takım insanlar. Bir insanın iki kaşı aynı paralelde olmadı mı hangi sonuca varmalı? Ancelotti'deki karizmayı tenzih edelim de işbu gözleşmedeki karşı tarafın koordinatlarını alıp enine boyuna bir kez daha düşünmemeli mi? Aynı meridyende seyretmeyen burna aşinayım da yukarı doğru kalkan kaş sonra dönmek üzere atladığım bir Mat2 sorusu - ki boş bırakılanlar unutulmaz, bu yazı en güzel kanıtı.
Tek kaşımı kaldıramadığımdan benimkisi daha çok diğer teki indirmek oluyor, sağlaması gibi aslında ama değil; Türkçe'de afaki çaba diye geçiyor. Kaşlardan birine dokunmadan kalkan diğerine bu atarım, bakışlarından korktuğum insandan imtina ederim. (Bu korkumun temeli vaktizamanında tek kaşı bir türlü inmeyen, indiremediğimiz, Makbule Teyze'ye kadar dayanır, ne şirret komşumuzdun sen Makbule Teyze?) Birine dokunup bir başkasına dokunmayan meselelere de ayrıca dokunayım. Böyle de çok dokunaklı oldu ama Cün.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder