27.12.09

+rep

her şey kardeşimin 2012'yi izledikten sonra "abi kesin git. süper, aynı yarından sonra gibi." demesiyle başladı. benim ikisinin de yönetmeninin aynı olduğunu, hatta aynı yönetmenden 10.000bc gibi bir filmin de çıktığını bildiğimi bilmiyordu. sonra başka bir yerde başka biri ıssız adam'ı izleyip plak almaya girişti. soluğu sahaflarda aldı. ötede tuna kiremitçi roman yazmayı bıraktı; ve fakat romanına film çekmeye kalktı. daha düneyin paranormal activity'den "abi 10bin dolara mal olmuş 100milyon dolar hasılat yapmış film ehehe" diye bahsetti başka bir arkadaşım. yetmedi, nice dost bildiğim insan "abi senaryoya bakma. ben sadece görsel efektler için gittim. müthiş film bence. sen niye sevmedin ya?" diye belki on belki yüz belki bin kez avatar'ı savundu, ayaküstü nasıl kraldan çok kralcı olunurmuşun dersini verdi. elden ele yapılan recep ivedik fragmanları, fake titanic-2'ler, cem yılmaz'ın iki dudağının arasına bakmalar, "neşeli hayat pek komik değil yaa. çghb ekibinden daha komik bir şeyler beklerdim."ler, "vavien'e de gitmek lazım. baya övdüler."cilikler yalnız ve tırto ülkenin son döneminin yürek burkan öyküleri. ben nasıl film eleştirilir bilmiyorum. ama nasıl film övülmeyeceğine dair bir fikrim var.

11.12.09

optimus price

Biz, ödevlerimizden arta kalan zamanlarımızda gidebildiğimiz kadar çok kulübe gidip gülebildiğimiz kadar sahte gülüp becerebildiğimiz kadar kalın cvler oluşturan Bilkent öğrencileri olarak yeni açılan nanoteknoloji binasının duvarındaki nazar boncuğunu dert edinirken gram gocunmayız. Daha bugün Odtü için “bugün yine bir şeyi protesto ediyorlardı.” diyen adamların farkında olmadan küçümseyen bakışları arasında, “kalabalık yalnızlıklar” ekolünün son mohikanlarıyla kol kola, tam da Polat Alemdar fütürizme yüzyılın ayarını “Sonunu düşünen kahraman olamaz.” diyerek verdiğinde, kendimizi boşlukta bulabiliriz. Hatta çok ilginçtir; blogtan bile soğuyacak olabiliriz. Bu fırsattan istifade fırtlayan geniş zamanlar içinse sanal bebekler öneriyoruz. Ve işte tam da bu vakitlerde insanın canı İstanbul çekiyor. Ömer zaten jeopolitik konumuyla 5duyuya da hitap edebiliyorken bir de Okşan’ın Beşiktaş’ta eve çıkması durumu yok mu? Ah o durum yok mu?