İzmir’de 35dakika sahnede kalıp kişi başı 30tlyi cebe indiren Inna, şüphesiz bugünün büyük bir kısmını Ankamall’de geçirenlerin başına gelebilecek en kötü şeydi ve geldi. Neşeli Günler şımarığı Mavi’den tutun da Bospa esnafı Bershka’ya kadar herkes, arkadaşlarıyla bir güzel gün geçirmek hayalindeki genç dimağları analarından doğduklarına pişman ettiler. Bunları bastıran bizim hunharca kahkahalarımız olunca ben acı gerçekle anca yurda vardığımda yüzleşebiliyordum ve arkada bir yerlerde birileri “fılaay layk yu duit layk yur haay layk yu” diye yineleyip duruyordu. Aynı sessizlik bana yarın öğleden sonraki Ankara’yı düşündürttü ve fark etmeden edemedim: Aslında Ahi Evran Türkçe Öğretmenliği’nde okuyanlar veya Marmara Hukuk’takiler ya da Odtü Elektrik Elektronik Mühendisliği’ndekiler veyahut Ege Biyoloji’dekiler dünyanın en şanslı insanları ama farkında değiller. Öyle. Sonra Eralp bana “insanlara güzel şeyler söylemiyorsun.” diyor. İki cümle öncesine kadar dünyanın en romantik insanı ben değildim de kimdi?
7 yorum:
hayır.
''fılaay layk yu duit layk yur haay layk yu'' diyen de kim ola ki?
..inanarak söylediysen, tamam bi nebze ama yine yazarak ifade ettin, git bu çocukların yüzüne söyle.
sakin, boşver onu. mühim değil.
o benim repliğimdi.
ilyada, son günlerde adın o denli geçiyor ki doğaldır. yazarken tırnak içine alsam mı diye bin kez düşünmedim değil.
keşke yektayı andırsan. en azından o yazısını düzenli yazıyo.
Yorum Gönder