Bu mecralar da bi nevi günlüğün gibi; yaptığını, gördüğünü olmasa bile hissettiğini yaz diye var. Hem yazdıkların da gördüklerinden mülhem hissettiklerin, en nihayetinde. Ama gördüklerini yazmakla görmemişlik arasında da çok ince bir çizgi var. Varmış. Beni de hayattaki bu rot-balans kaygısı yoruyor zaten.
23.4.11
12.4.11
calamity song
Nisan'ın hemen başı olduğu için her türlü hava muhalefeti mazur görülebilecekken Mikail Efendi'nin sağ tarafından kalkacağı tutmuş. Aksi pekala normalken, anormal bu kadar normalleşmişken, sabah sabah üşenmemiş, kalkmış, güneş açmış. Pastéis de Belém kıvamında bir rüzgar da cabası, tatlı ama tatlılığı şekerinden mi belli değil - ki şeker ihtiva ediyor mu o bile şaibeli. Cumartesi zaten Antalya'daki bütün güzellik yarışmalarında banko birinciyken bir de bu ayrıntılarla gönüllerdeki tahtının üzerine kaçak bir kat daha çıkmış. Sabah erkenden yola çıkılmış, adını şimdi bilmesem de bu hayali yolculuğa gerçekten çıkmış olsam bileceğim bir sürü köyün, kasabanın Portekizce'sinden geçilip İspanya sınırına varılmış. Bir sürü "s" "ş" diye okunmuş. Arabanın bir kulağından girip diğerinden çıkan rüzgarda, ağızlar havayla dolup taşarken o işlerden sorumlu devlet melaikesinin dünyaya armağan ettiği son Decemberists albümü tereddütsüz teypte. Barcelona'da karşılaşacaklarım içimi bir hoş ededursun, yahu diyorum dirseği dışarı sarkıtmanın da kendi içinde bir güzelliği varmış da bize haberi gelmemiş. Yolda şahit olduğum dünya güzellikleri karşısında bütün kötü alışkanlıklar normal, anormalken normal. Odadan çıkarken aklıma gelememiş, Barcelona aklımdan çıkmadığı için haliyle başka bir şey girememiş, de şükredememişim. Yekünü oradan bakınca hiçbir şey etmese de bir takım tecrübeler, tarihi not düşülmezse olmazlar var. Ahkam kesmek, atıp tutmak ne kadar kolay olursa olsun onu bir de yükleme uyup yoldan çıkan öznelere sormak gerek. Arabanın camı kapalıymış, o bindiğin taksiymiş, sen zaten sınırı uçarak geçmişsin; bazen vasıtaya bakmak lazımdıysa bile bakmamak lazım. Olmayıp da olmuş gibi de olsa böyle şeyler, oluşuyla çok iyi eden bir sürü şey var buralarda. Maksat duvara bir çentik olsun, insan istedi mi zaten hatırlar.