Ben bu hissi çok iyi biliyorum da meselenin “size nasıl anlatsam”ındayım. Liseden beri bu böyle, kafamı hangi tarafa çevirsem (bende exorcist kafası var) ne istediğini bilen bir insan, bir ben mi defoluyum yani nedir?
Liseye gidişimi bilirim, ilçenin en iyi okuluna gidebiliyordum ama evin karşısındaki liseyi yazmıştım sırf üşengeçliğimden, annemlere de “evde durumlar kötü uzağa gidip size yük olmayayım.” cinsinden bir bahane, annemin gözler de durur mu hemen gözpınarı köyü. Hadi diyelim lisede geç gelen saadet partisi kararımı bı nebze makul kıldı, ve fakat en yakın arkadaşlarım eşit ağırlık seçti diye müdür yardımcısına "şuradan da bi TM alır mısınız" deyişim? Sizden yana kafam rahat, bir ihtimal kendi abesliklerinizden hareketle bana ses çıkarmazsanız, ama benim lisenin daha başlarında küçük kafalılığımla “Tekstil mühendisliği okuyacağım.” diye ortalıkta dolaşmam hiçbir yerde olmasa ahiret mülakatında önüme gelir. Gelmeli de...
Olur ya kararsızlığımdan eşit ağırlık seçmemi de mazur görürüz, ama yetmezmiş gibi son sene başka bir okula en az Keita'nin Katar'a gitmesi kadar ani bir şekilde transferim ve sonra da mütemadi olmak kaydıyla mızmam? O da mı az farkla aut? Üç korner? Bi penaltı? Peki, sustum...
(Son bi soru: Acaba Keita da pişman mıdır haaakem bey?)
Bunlardan sonra da ÖSS, iktisat, academic track, matematik yandalı gibi şaibeli kararlarım geliyor, lakin uzun yazının reytingi yavan olur diye teğet geçiyorum.
İyisi mı baştaki his ve senedine geleyim de suni flaşbek olsun, bloga bir nebze renk gelsin. Öyle insan var ki leb desen sana planlarını "yaz tatilinde ne yaptım?" kompozisyonu gibi şakır şakır yazar. Öylesi var ki uzakta bir yeri gözüne kestirmiş, gözlerini de kısmış ama benim gibi miyopluğundan da değil halis muhlis “sağa sola baksam israf olur.” niyetiyle, nasıl içim gidiyor böylesini görünce. Ufacık bi şey yakalasam açıklamalarında diyorum, minicik bir samimiyetsizlik, onun peşine takılıp
istediğinin o olmadığına ikna etmek için ne gerekirse yapacağım. Öylesine bir kıskançlık ki bu anlatamam. Bi saniye ya, nasıl anlatamam? E o zaman? Bastan beri lafı buna mı getiriyorum yani? Anlatamazmışım...
28.10.10
16.10.10
çoktan seçmemeliler
Kamburluk tabiatımda var. Arkadaş arasında lafı geçti mi aynı dudaklarımda uçuk vuku bulduğunda yaptığım gibi dünyadaki kötülükleri sebep olarak öne sürüyorum. Anneme göreyse asıl sebep lisede çok ders çalışmam. Ama bana kalırsa daha derinlere inmek lazım; mesela bir yaşamı cüneyt'e zehir etmek aracı olarak kuzenler... Hülasa kamburluk zor zanaat, ama tadına doyum olmayan bir zanaat. Ama Ankara Hukuk'un öylesine sıraları var ki insan ağız tadıyla kambur duramıyor yemin ediyorum (Geçen senenin sonunda çok sponsor bir bankamızın stajyerlik sınavı vesilesiyle gidesim tuttu, oradan biliyorum). O yüzden millet olarak birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımızın olduğu şu günlerde, gençler üniversite tercihlerini aman diyeyim dikkatli yapsınlar. İktisat, işletme gibi çoktan seçilmemeli bölümleri seçerken dikkat etsinler, zira burada yaşam şartları gerçekten çok ağır. Misal, en basitinden, bir staja başvuruyorsunuz, önünüze genel yetenek diye bir sınav koyuyorlar; sizin aklınıza yetenek deyince yazmak gelir, çizmek gelir değil mi? Ama öyle değil. Şükür az çok biliyoruz kendimizi, ekseriya sağda solda da söylüyorlar, bir miktar kabiliyet sözkonusu. Ve fakat genel yetenek sınavı dediklerinin yeri çok ayrı, kendisi bundan çok daha derin bir mevzu, bense yüzmek denince akla en son gelecek kimseyim, bilen bilir; MAKARNASIZ ÇIKMAM ABİ. Neyse laf oyunlarıyla iki paragraflık meseleyi uzatıp Kahramanmaraş dondurmacısı triplerine girmeyelim; tavsiyem aşikar: Babanızın şirketi varsa işletme okuyun, yoksa sayısal ellerinizden öper.
Bence zaten hayat, en azından sözkonusu bensem, alışveriş listesi gibi bir şey olmalı. Elime bir kağıt tutuşturulmalı, o kağıtta şunu şunu yap, şunu şunu al demeli, ben de buna harfiyen uymalıyım. Zira diğer türlüsü en kötü karardan da kötü. Bir de orada burada duyuyorum da duymazdan geliyorum. Ama eğer hakikaten doğanın doğal seleksiyon diye bir kabiliyeti varsa ve ben böyle bir inovasyondan yararlanamıyorsam alacağı olsun. Saçımda yedi beyaz varsa altısı kararsızlıktan, biri de yeni çıktı matematik yandalı yaptığımdan olacak zaar.
Bence zaten hayat, en azından sözkonusu bensem, alışveriş listesi gibi bir şey olmalı. Elime bir kağıt tutuşturulmalı, o kağıtta şunu şunu yap, şunu şunu al demeli, ben de buna harfiyen uymalıyım. Zira diğer türlüsü en kötü karardan da kötü. Bir de orada burada duyuyorum da duymazdan geliyorum. Ama eğer hakikaten doğanın doğal seleksiyon diye bir kabiliyeti varsa ve ben böyle bir inovasyondan yararlanamıyorsam alacağı olsun. Saçımda yedi beyaz varsa altısı kararsızlıktan, biri de yeni çıktı matematik yandalı yaptığımdan olacak zaar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)