27.9.09

pipisuvar

Anılarıyla var olan veyahut kalkıp patentini alacak kadar ileri giden biri olmasam da sizin anılarınızı onlarınkilermiş gibi anlatan arkadaşlarınız varsa dünya üzerindeki varlığınız tehlikede demektir. Beni karşı cinste bıyıkla tanıştıran Ayla, 101 lakabı bulunan Murat, bir azınlık dramı olarak Ümit; bütün bunlar eski günlerden konu açıldı mı sakındığım değerler. Artık küt saç trendinin bile kızlarda liseye kadar indiğini düşünürsek liseden yeni çıkmış bünyelerden müthiş erdemlilik örnekleri beklerken abesle iştigal ettiğimizin idrakine kolaylıkla varırız bence. Sonra saat 18.44müş, en sevdiğim insan beni düşünmüyormuş: onun mallığı. Aynı şey lisede orijinalliği kızlar tuvaletine girmekte arayan erkekler için de geçerli. Kızlar tuvaletinden konu açılmışken değinmeden olmaz: Bize pisuvarlarında sağdaki jesti yapan Anadolu Turizm, kızlar tuvaletinde nasıl bir hayal gücüne başvuruyor? sorusuna yetkililer cevap vermemekte ısrarcılar. Sivilce döneminin yan etkileri saymakla bitmez.

Ojos Asiye


Saçını her zamankinden daha kısa kestirip üstüne bi de boyatan, kahverengi elbisesiyle emekli ingilizce öğretmenlerini andıran annem; nereden estiğini kestiremediğim radikal bir rüzgara işaret etti dün akşam. Ben de Yiğit Özgür'le 15dakika yalnız kalsam kendisine karikatürü bıraktıracağımı iddia edecek kadar ileri bir noktasındayım hayatımın. Hatta dün gece, dans yarışmalarındaki yüzleri klip ve reklamlarda görmekten sıkılmışlığımın da yardımıyla ülke olarak dansa olan inancımızı yitirdiğimizi fark ettiğimde, eşli danslara gitme kararı almam bile bu akımın bir sonucu sayılabilir.

23.9.09

TRT1deki Acemi Müezzin Dizisi

Açılışını ulaşılamayan bir blogger ile yaptığımız, ardından ortasına ailece izlediğimiz Emmy’nin denk geldiği bayramın kapanışı için de şaşaalı bir şeyler yapmak adettendir. Son günlerde geleneklerle mütemadiyen ters taraflara düşmeme aldırmayın, seversem dogma mogma tanımam. Ama sevmezsem benden korkun, gerçi en fazla herhangi bir kimseden korktuğunuz kadar korkun ama olsun korkun, tıpkı ev baklavasının korktuğu gibi korkun. Bütün yıl tadına hasret kaldığımız güllacın bayram gelir gelmez rafa kalkması geleneğine tavım (kötü manada). Ucuna kadar gelmişken geleneksel bayram tatlımız olamayışını anlayamıyorum. Öte yandaysa ev baklavası; sanki yarım kalmış gibi, sanki tarifte bir şey eksik yazılmış da suçlu siz değil de tarifi verenmiş gibi. Ya üstünde fıstığı eksik, ya içinde cevizi ayarsız, ya hamuru kek kıvamında. Olmuyor, bir türlü sevemiyorum ev baklavasını. Rica edicem bunu Adana’da pastaneleri olan teyzemgile bağlayıp buluttan viral çıkarmayın 21.yüyzılın marketinkçileri. Öyle olsa dayımın kebapçısı var diye ete abanırdım bilogta, oysa ben kırmızı eti sorgulayacak konuma gelmiş bir adamım. Bundan kelli ev baklavası yememe kararı aldım velhasıl, olmuyor, istediğim tadı alamıyorum. Henüz kararımı uygulayıp daha kapsamlı bir değerlendirme yapmadımsa bu, bayram süresince ziyaret ettiğim ev sayısının 1, ziyaret süresininse 10dk. olmasındandır. Protestomu başka şeylerle bağdaştıranlarıysa ayrıca kınıyorum, benimkisi tamamen hazzın peşinden gitmecilik. Çeşit çeşit yaftalara girişecekler içinse: Başkası yapınca iyi.

18.9.09

cesaretin bedeli

"Kısa süreli ayrılıklar için gereğinden fazla dram yaptığım veyahut Ankara'yı İzmir'den daha fazla sevdiğim yok; ama Aşti'de California'yı dinlerken kendimi garip bir hüznün orta yerinde buldum, ne yalan söyleyim? Ortalıkta 50dakika boş boş dolaşmak zorunda kaldığımı düşünürsek duygudan duyguya sel olup akmamın aslında beklenmedik bir şey olmadığını farkedebiliriz. Kelime oyunlarının devlet tarafından ilk kez tanındığı yer olan Minyatürk'ten aklımda kalan tek şeyse aklımın almadığı bir tuvalet sırası. Tuvalet ihtiyacımın normalin çok üstünde seyrettiği gerçeğine, Converse'te direten inadımı ve Aşti tuvaletlerindeki Minyatürkümsü kuyruğu eklersek olayın bütün gizemi çözülüyor aslen. Bütün bunlarsa yorumlarda 'hayırlı yolculuklar'ı görmek isteyen Anadolu Turizm'in değerli yolcusu Cüneyt'in ucuz bir oyunu." şeklinde bir yazının henüz sonunda Anadolu Turizm'in gazabına uğradımdı dün gece. O zaman söze "yanımda yolculuk yapan genç arkadaşın, Anadolu Turizm'in televizyoni yayınları sayesinde yolculuğun sonunda Müslüman olmaya karar verdiğini" ekleyerek son noktayı koyayım.

14.9.09

AÇIKLIYORUM:



Çekip de üzerindeki bir kaç oynamayla profilime koyduğum ve iyi de ekmeğini yediğim KFC pozumun asıl kaynağı Haluk Levent. "Bu işin telifi olur mu? 3milyona hakkını helal eder mi?" tarzı sorular hep gündelik telaşlar. Benim ciğerim yanmış, idolüm olan adam ortadan kaybolmuş.. Ben bunca zaman gösteremediğim sevgime, diyemediğim sözlerime yanarım.

13.9.09

PİDECİ VARDI YAA AH O PİDECİ

Askerlik deyince kulaklarım geriye doğru hareket ediyorsa bilin ki silahtan korkuyorum. Bunu pimi çekilmiş bomba mevzuuna dayayacak olanları anlayabilirim ama mesele bundan çok daha fazlası. Saçlarımın son haliydi, 2yle başlayan yaşımdı derken askerliğin iyice yaklaştığını farkettim. Bi de bugün Kızılay'da bir kaldırıma dizilip birbirlerine önlerinden geçen kızlara yapabileceklerini yüksek sesle fısıldayan askerleri görünce istikbalimden iyice şüphe ettim. Tabi her mesleğin kendine göre zorluğu var. Neyse ki az önce hızır bir arkadaşım aylık 30bin lira maaş alan iktisat mezunu yakınından bahsetti ve beni umuda gark etti. Sevgilisine ilk attığı mesaj şu olan biri olduğumu söylersem kanaatkarlığımın idrakine varırsınız: Kızıl güneşin önünde mavi bir yelkendir hayat. Alır götürür seni masmavi derinliklere. Su mavidir, mavi ise bir umut. Ve sen yüreğini hep mavi tut.

12.9.09

habertürke çıktım diye bi tavırlar, bi havalar

2009yılına gelmişiz ama halen sesi kısıp açarak bi yerlere gelen djler vaki. Chris brown ve ismi lil ile başlayan diğer amerikalı saman alevi rapçilerinden etkileneyazması, bi insanın yaz tatilini ne kadar iyi değerlendirdiğine dair müthiş bir ipucu olabilir.

Bu yazıda sınıfa yeni gelen öğrenci gibi duracak ama bazı servis şoförlerine bir şey sorulmuyor, evet-hayır'la çoktan bitmiş olabilecek konuşmaları "kara yolu ulaşımının tarihi" belgeseline dönüşüyor, bitmiyor, bitemiyor. Durup durup eklentiler yapıyorlar açıklamalarına, doymuyorlar. Böyle uzatmalı konuşmalı bir arkadaşım var, halen daha ne olacağım derdindeyse mesleği benden, ön koltuğa ondan çok yakışanını tanımadım. Bense şehirler arası yolculukta hız korkusundan mütevellit şoförün arkasına oturmaktan sakınan biri olarak masa başı bir işte çalışırım ya da hiç çalışmam. Bir diğer nakil öğrenci de anneme gelsin: tutumlu olunmaz doğulur, oradan atıp tutmakla olsaydı.

9.9.09

esnaf adamın esnaf çocuğu


Michael Scofield
Originally uploaded by Ignacia.
Uzun yolculukların henüz başında kafanızı camın olduğu tarafa doğru yatırmak adettendir. Gerçekten üzüldüğünüzden veyahut üzülenleri görüp üzülmeniz gerektiğine karar verdiğinizden size bir burukluk çöker. Samimiyetinize parelel olarak gözleriniz dolar veya dolmaz, tüyleriniz ürperir veya ürpermez. Bunun konumuzla alakası yok. Demem o ki berberlik mesleğine saygım ortada, ben aslen topyekun esnafa saygılı bir insanım hali hazırda. Ama Michael Scofield'a benzeteceğinden az evvel müşterinin fikrini almak adettendir, bu esnaflığın içinde vardır. Anbean artan bina sayısıyla öğrencisinin derdini tasasını eksik etmeyen okulumun, kazancını gayrimenkule yatıran Demet Akalın'dan farkıysa tozla pembe arasında bir yerdedir. Ben radikal değişikliklere alışırım zamanla, tamam da, ya bi sevgilim olsa ve böyle sebepsiz bıçkınlıklara tavrı net olsa? Keşke olsa da ben de mevzu bahis berbere "Dur abi, Yengen Vizesi alamadık." diye espri yapsam.

saylanmaz:

ben yapmadım olum, okul yapmış. ben yapar mıyım hiç?

8.9.09

sakınan göze batan çöp

Bizzat T-Box'ın genel müdürünün hediye ettiği Bin Gates'im yaklaşık 1aydır kayıp. Bulanların veya görenlerin sağduyusuna inanıyorum.

ŞUNUN GÜZELLİĞİNE BAKIN YA! OFF!


VE FAKAT, AN İTİBARİYLE HEM BINGATES'İMİ HEM DE KAYBETTİM SANDIĞIM AYPOD KABLOMU BULMAM. AMAN ALLAHIM. CÜNEYT, THE VERY VERY MÜBAREK. BURAYA NE YAZSAM YARINDAN TEZİ YOK ORADAN BURADAN BELİRİ Mİ VERECEK YANİ BU MUDUR?

7.9.09

since 1989

89 yılından beri Lion kelimesini LİON şeklinde yazmakta ısrar ediyoruz sülalem ve ben. Oturma odasında sigara içmesinden rahatsız olup balkonda içmesini istediğimizde "Siz balkona çıkın." diyen bir babam olduğunu söylersem söz konusu kelimeyi yazdığı gibi okumakta direten ailemin o İ'yi küçültene kadar hangi derelerden su getirttiğini kestirmekte zorlanmazsınız. Esnaflığın güzel yanı, yüksek halden anlama katsayısı. Yandaki çantanın mucidini sevgiyle kucaklıyorum, hatta onların benim gibi yıllar yılı boynu bükük gezecek çocuklarını da.

6.9.09

dedim evlenmirem evlenmirem el çekin benden, yahşi evlenirem evlenirem

Yekta Kopan'ın yere göğe sığdıramayışını ortaokulda olsam anlayacağım Yıldız Tilbe'nin son albümünü Buca Stadı'nın maç öncesi şöleninde dinleme fırsatı buldum. Buca Stadı böyle bir jest yapmışken müzik bilogu hevesimin bir yerlerini şişirmek olmazdı, kalktım bir albüm incelemesi yaptım. "Ben bir karar verdim" diye bir şarkısı var, şizofrenik bir tarafını yakalıyorsun dikkatli dinleyince. Sivilce patlatan ergen kız kararsızlığında. Müthiş senli benli bir albüm yapmış. Ama herkesi kucaklayan bir tarafı da var, yok değil. Öyle ki Azeri ezgilerine bile el atmış Yıldızımız. "Gelemeycem, gelemeycem, gel desen.." diyor. 23Nisan müsamerelerinin yeni şarkısı da belli oldu böylelikle. Fotoğraf makinalarınızın son kontrollerini yapın seyircinin görüş alanının ırzına geçen tüm veliler.

flickr'ı da bi insan bu kadar amacından uzak kullanabilir. nerede o baktıkça insana yeni ufuklar keşfettiren resimler, nerede benim alıp getirdiklerim.

5.9.09

yaşasın yemek yemek. tövbe tövbe, oruç ağzımla.

Bayramdan hemen sonra evlenecek kuzenimin çeyizi için 25yıl kadar yatıp bu gün bitirmeye çalışmaları size de yarına yetişmesi gereken iş eğitimi ödevinizi hatırlatmıyor mu? Annemin bu seferberlikteki yeriyse en çok kardeşimin canını yakıyor, zira çocuk orucu dediğin şey 6saat bir şey. O evde aç aç dolanıp annemin yokluğunu ölümle bağdaştırırken kıyıda köşede unutulmuş flütü aldım ve dikildim karşısına. Üzerindeki tozu Var mısın Yok musun’dan öğrendiğim kadarıyla iteledim. “Okulum sanki evim, öğretmenim rehberim, sınıfımı severim, okul benim her şeyim.” şeklindeki dönemin en realist şarkısını, ardından Yılan Hikayesi’ni, ardından da Süper Baba’yı ben çaldım, o söylemedi. Böyle bir evde insanlar açlıktan birbirini yerken başka bir evde, bir arkadaşımın Whirlpool Mutfak Sanatları Akademisi’ne burslu kabul aldığını Facebook’tan öğrendim. Bunda kendisine doğumgününde hediye ettiğim pirinç pilavı tarifinin payının büyükçe olduğunu hissediyorum. Yetmedi mi? Ben yaratıcılık sıkıntısı çekerken başka bir arkadaşım da Mimar Sinan’ı kazandı. O da mı yetmedi? Az önce kendisine kapıyı açtığımdan az sonra anneme “kapıyı açan oğlun muydu?” diye soran dayım geldi. Bizim sülale yaratıcı, arkadaşlarım yaratıcı, ben değilim.

4.9.09

stv'den canlı hac yayını:

eylül geleliberi bizde bir gariplik. ilçede kavak yelleri dizisi setinin asi havası, aslı'nın başarısı bütün gençlere olmasa da kimisine örnek. 4yıl yan gelip yatan kardeşim de bu grubun liderliğine talip olmuş, "ben bir senede tıp olmasa da öğretmenlik kazanırım." kafasında. diziden ayrılayım diye türlü yerinden kan gelen arkadaşımı mı anlatayım dersin, ilk sezonda öldü diye bildiğimiz ama dün kalkıp geri gelenini mi? çizgifilmler veyahut diziler el atmadıkça insan 20yaşla hayat arasında sağlıklı bir bağ kuramıyor, o yüzden kavak yelleri bu yüzyılın hızırı. üşenmeyip kalkmış, ta mahallemize kadar getirmişler dizi setini. benim tanrıverdi restimi ciddiye almamış olsalar gerek, yetkililerden halen bir açıklama gelmedi. ben davamdan vazgeçmeyeceğim, tanrıverdi'nin olduğu dizi setine gidip ne var ne yok diye bakmam (ne abi, oyunculuğunu beğenmiyorum). arkadaki apartman bizimmiş, mavili çocuk lise arkadaşımmış, ben bakkalın çırağıymışım, yesinler. salı günü bihter'le basılan behlül'e bu şehir dar gelir. açılım, ankara'ya gitmektir bazı bazı.

2.9.09

böyle bıyığım olsun, akşam yemeğin benden.

Amerika'da başlayan herhangi bir diziyi Türkiye'deki ergenlerin elden ele yapmaya başlaması için gereken süre geçtiğinde My Name Is Earl, ülkemizin Acun dışındaki kolpacıları tarafından çoktan keşfedilmiş ve Stv'nin reyting rekorları kıran yapıtları arasında yerini almıştı. Bundandır ki Cnbc-e'nin doğaüstü çabaları dışında diziye elim bir türlü gitmiyor, yoksa çok şükür Amerika'dan yollanan boku bile bakmadan yiyecek kıvamdayız (inanmıyorum cüneyt burda bize dokunduruyor). Son günlerde başkaları için ilan ettiğim seferberliklerin, sahurdaki gergin ortamı yumuşatma çabamın, gözleri kapalı yemek yiyen kardeşimin çayının şekerini kendim azaltıp (aza(l)tıp şeklindeki kelime oyunu hakkımdan da feragat ettim gitti.) koyarak ona 2kere iyilik yapışımın karma farkına varmış olacak ki benden iyi haberlerini esirgemiyor. Duyanlar duymayanlara anlatmasın, olacağına varınca ben zaten yedi cihandan lafını esirgemeyecek bir insanım.